Mehmet Çoban 1954 Trabzon doğumlu. İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünden mezun olan Çoban; Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Sekreterliği’nden emekli.
Mehmet Çoban prostat sorunlarını ilk 50’li yaşlarında fark etmiş. Ancak, biyopsi, ameliyat korkusu hem teşhisi zorlaştırmış hem de tedavinin 10 yıla yakın bir süre geç başlamasına neden olmuş.
Her göründüğü doktor, biyopsi, kemoterapi dedikçe Mehmet Çoban çevresinin de korkutmalarıyla gerçek tedaviden kaçmış. Hiçbir doktor tavsiyesini o on yıl içinde uygulamamış.
Evli, 4 çocuğu ve 9 torunu olan Mehmet Çoban, şimdi; tıbbi onkolojinin prostat tümörlerinde geldiği noktada pozitif tedavi süreçleriyle durumu tersine çevirmeye çalışıyor. On ilaç kullanan Mehmet Çoban’ın PSA değerleri 3 ayda bir yapılan kontrollerde istikrarlı biçimde düşüyor.
Mehmet Çoban “Kanser benim ecelim değil” diyor ve nasıl hayata tutunmaya karar verdiğini anlatıyor.
Ayrıca ekliyor: “Tamam kanser hücresi taşıyorum ama, eskisi gibi değil yani birçok şey var şimdi. Tıp ilerledi, ilaçlar var.” diyor.
Bugün zamanının çoğunu Trabzon’daki yaylasında, küçük fındık tarlasıyla uğraşarak, torunlarıyla, ailesiyle zamanın ne kadar değerli olduğunu fark etmiş bir kanser hastası olarak geçiriyor.
“Hayatta neyi iyi yaptın? diye sorarsanız” şeklinde cümleye başlıyor Mehmet Çoban, biz de soruyoruz: “Ben iyi bir öğrenci oldum hayatta, üniversiteyi bitirdim. Ardından ilahiyat ön lisansı bitirdim. Şimdi de internet üzerinden dört yıllık ilahiyat fakültesinden mezun olmak için çalışıyorum. Bununla da gurur duyuyorum” diyor.
Kanserle mücadelede moralin etkisini, gücünü, iyileştirici katkısını bizzat yaşamış bir örnek Mehmet Çoban.
Bir sürü dersler alarak ayrıldık yanından.